Written on . Posted in Kırım Tatar Kültür Evi.
BALLIKPINAR KIRIM TATAR KÜLTÜR EVİ
Tuncer KALKAY*
Vatan Kırım’dan ayrılmak zorunda kalan ve Dobruca üzerinden göç eden Kırım Tatarları tarafından 1904 yılında kurulmuş bir köydür Ballıkpınar. Köyün ilk kurucularından sadece üç ailenin izleri günümüze gelebilmiş. Anne tarafından dedem olan 1861 Kırım-Kerç doğumlu Selim’in de bu kuruculardan olması, annemin doğduğu bu köyde aldığı eğitimin Vatan Kırım aşkımıza da olan büyük etkisi de Ballıkpınar’a karşı olan sorumluluğumuzu her zaman hatırda bulunmasını gerektirmiştir. Bugünkü kayıtlarda Ankara ili Gölbaşı ilçesine bağlı bir mahalle olarak yer alan Ballıkpınar gerek coğrafik konumu gerekse geleneksel bakış yönüyle halen köy olarak adlandırılmaktadır. Bu sadece Ballıkpınar’a ait bir husus olmayıp Büyükşehir belediyesi hudutları içindeki bütün köyler mahalle statüsü ile kayıtlarda yerini almıştır. Ancak günlük kullanımda köy tabiri geçerliliğini korumaktadır.
Kırım’ın 2014 yılındaki işgalinde cesur ve tarafsız haberciliği ile Kırım Tatarlarının durumunu da TRT muhabiri olarak çok yakından takip eden Gönül Şamilkızı ile kurduğumuz irtibat sonrasında Kırım Tatarlarına olan ilgisini artırarak Kırım Tatarları ile birlikte yaşamaya karar vermiş ve nihayetinde Ballıkpınar’a yerleşmişti. Kırım Derneği Ballıkpınar Şubesi Kurucu Başkanı Rıfat Baybörü ile eşi Mübeccel Baybörü ve eşim Necla Kalkay ile birlikte Gönül Şamilkızı’nı evinde ziyaret ettiğimizde Ballıkpınar’ın geleceğinin nasıl olması gerektiğine yönelik düşüncelerini paylaşmıştı. Şamilkızı’na göre Ballıkpınar konumu ve tarımsal yapısı yanında kültür turizminin gerektirdiği nitelikleri bünyesinde bulundurduğu, bu niteliklerin işlenmesi ve değerlendirilmesi sonucu hem Kırım Tatar kültürünün tanıtılması hem de halkın ciddi bir gelir elde etmesi sonucu nasıl markalaşacağını heyecanla anlatmıştı.
Tesadüftür ki, çok kısa bir süre sonra Ankara Kalkınma Ajansı kaynaklı, Gölbaşı Kaymakamlığı, Gölbaşı Belediyesi ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi’nin paydaşları olacağı bir projenin başlayacağını ve bunun için köy ziyaretlerine yapılacağını öğrendik. Bir gün Ballıkpınar’ın akıllı ve çalışkan muhtarı Yılmaz Akbay’ın telefonundan bahsi geçen proje merkezinin Ballıkpınar olarak seçildiğini, Haziran 2020 ayı içerisinde Kaymakamlıkta yapılacak ön değerlendirme toplantısına katılım davetini almış olduk. Söz konusu toplantıda ana hatları ile anlatılan projenin sunumunun ardından Gölbaşı Kaymakamı Tülay Baydar Bilgihan’ın elli dört mahalle arasından Ballıkpınar’ın proje merkezi olarak belirlenmesindeki gerekçenin Kırım Tatar kültürünün yaşayan etkisinin görülmesinden kaynaklandığını ve bu etkinin sürdürülebilmesindeki önemin Ballıkpınar’ı ön planda tuttuğunu ifade etti. Projeyi heyecanla başlatan ve her safhasındaki her detayı titizlikle takip edecek olan Kaymakam Hanımın çok değerli konuşması ve konuya yaklaşımı Bizlere de otomatik bir sorumluk yüklemişti.
Ön değerlendirme toplantısının hemen ardından Ballıkpınar’da köy halkından bazıları ile bir araya gelerek neler yapmamız gerektiği konusunda istişarelerde bulunduk. İletişim amacıyla aramızda kurduğumuz sosyal medya grupları ile çalışmalarımızı zenginleştirdik.
Balköy adı ile uygulanmaya başlayacak projede, Ballıkpınar ve çevresinde sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak ve bölgeyi çekim merkezi haline getirmek amacıyla;
Oluşturulacak eğitim merkezinde verilecek eğitimlerle dokuma, nakış, tarımsal üretimde (bahçe düzenleme, arıcılık) değer yaratılması, satış ve pazarlama kanallarının etkin kullanılması,
Bölge kadınlarının düzenleyeceği workshoplar ile yöresel motifleri tanıtıp gıda alanında ürün tasarımı yapılması, ürün çeşitliliğinin artırılması,
Güvenilir ve sağlıklı ürünlerin üretilmesi, yerinde eko turizm faaliyetleri ile tüketici beğenisine sunulması,
Uygulama bahçesi ve pazar yeri oluşturulması konuları proje içerisinde detaylı bir şekilde işlenmişti.
Köy halkı olarak proje içerisindeki bu konuların önemini idrak etmekle birlikte, bu vesile ile yapabileceğimiz başka şeyler olduğunu düşünmeye başlamıştık. Düşüncelerimizi bire bir görüşmelerimiz yanında oluşturduğumuz sosyal medya grubunda paylaşmaya ve tartışmaya da başlamıştık.
Diğer taraftan Balköy projesinin açılış toplantısı 23 Ekim 2020 tarihinde Ballıkpınar’da okul bahçesinde yapılmıştı. Proje ve eğitim merkezi olarak düşünülen, 1935 yılında eğitime açılan Ballıkpınar ilkokulunun yıpranan kerpiç duvarlarının yapılan incelemelerde riskli olduğu ve binayı taşımasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine eski ilkokul binası Eylül 2020’de tamamen yıkıldı ve eğitim merkezi olarak yeni binanın inşasına başlanıdı. Ancak söz konusu bina tadilatı ile ilgili projede bulunmayan önemli derecede kaynak hayırseverlerden Muhtarımız vasıtasıyla toplandı.
Köy halkından önder konumdaki sosyal ve aktif vatandaşlarımızın yer aldığı Aksaçlılar adını verdiğimiz grubumuzda projeye eklemleyebileceğimiz arayışlar sürürken, eskiye ait fotoğrafların, sandıklardaki işlemelerin, kültürümüze ait değişik objelerin kimlerde olduğu da tespit ediliyordu. Bu bağlamda kültürümüzün korunması, saklanması ve neticede sergilenmesi ile ilgili bir müze oluşturulması fikri de kafamızda net bir şekilde canlandı.
Uzun yıllardan beri kullanılmayan ve harabe halde bulunan olan sağlık ocağı binasının, Köy halkından Hidayet Yılmaz Baybörü ve eşi Elmas Baybörü’nün çok genç yaşta aramızdan ayrılan biricik evlatları Tevfik Alper Baybörü hatırasına üstlendikleri tadilatı bu esnada başlamıştı. Bu tadilat da kültürümüzün sergileneceği yer olarak bu binayı işaret etmişti. Bu arada eğitim binasının inşasındaki (okul binası) Muhtarımız Yılmaz Akbay’ın çok değerli katkıları, sağlık ocağı binasının tadilatı için de devam edecekti. Bu şekilde eski sağlık ocağı binası, kültür evi ve sağlık evi şeklinde iki ünite halinde yeniden düzenlenecekti.
Kültür evi için ayrılan üç odalık bölüm, sağlık evine ayrılan bölümden daha büyük olsa dahi bir süre sonra yetmeyeceği fikrine karşı o esnada başka bir alternatif de bulunamamıştı. Proje süresi içerisinde kültür evinin hizmete açma zorunluluğu ya da beklentisi bu alternatifi mecbur kılmıştı.
Yer konusuna karar verdikten sonra sıra sergileyeceğimiz malzemelerin toparlanmasına gelmişti. İki üç ay boyunca bu konuda yaptığımız bilgilendirmeleri duyuru metni haline getirip öncelikle sosyal medya üzerinden Şubat 2021’den itibaren yayınlamaya başladık.
Bir taraftan bina tadilatı devam ederken diğer taraftan üç odanın ne şekilde düzenleneceğine yönelik arayışlarımız sürüyordu. Yaptığımız bir sohbette Rıfat Baybörü, Kırım Tatarları genelinde ve Ballıkpınar özelinde yeni evlenen gelinler için düzenlenen gelin odasının kültürümüzdeki yerine değinerek, gelin odasını tasvir edecek bir çalışmanın önemini anlatmış ve böyle bir çalışmayı görmeyi çok arzu ettiğini belirtmişti. Bu sohbetimiz bir odamızın “gelin odası” olması gerektiği işaretini kuvvetli bir şekilde vermişti. Gelin odasında sergilenmesi gereken el işlemesi ağırlıklı materyalleri kimden temin edebileceğimiz de yaptığımız çalışmalarda belirlenmişti.
Günlük yaşamda kullanılan materyalleri de bir oda da sergilemeliydik. O oda da ayat (hayat) olacaktı. Genelde üç odalı olan Kırım Tatar evlerinde girişte ve ortada yer alan ayat denilen oda; günlük yaşamın büyük bir kısmında kullanılan, günlük misafirlerin kabul edildiği, sohbetlerin yapıldığı, sofraların kurulduğu ortak oda olarak kullanılmaktaydı. Bu bakımdan kültür evinin ortadaki odasında günlük yaşamda da kullanılan objelerin sergileneceği “ayat” adını almalıydı.
Dijital kopyaları ile arşivimizde biriken (Pınar Ablay Çavdar, Tuncer Kalkay, Zihni İnal, Vedia Utku, Ayşegül Ünal Köprücü, Tülay Altan Özçelik, Atilla Alçın, Muazzez Akbay, Hayati Akbay, Sebahattin Kutlubay, Melek Save Pehlivan, Özgür Altay, İbrahim Camcı, Erdinç Baybörü, Merhum Hikmet Kandemir ailesi arşivleri) geçmişimize ait siyah beyaz fotoğraflar, Kırım-Dobruca hattından yapılan göçler, köyün kuruluşu, kültürümüz ve geleneklerimiz de hemen girişteki ilk odada anlatılmalıydı. Bu odaya da “karşılama odası” adını vermeliydik. Bu odada sergileyeceğimiz bilgilendirme panolarında yer alacak metinlerin kaynağı olarak da, önceki yıllarda yaptığım köyün tarihçesi ile ilgili çalışmalar da hızlı mesafe almamızı sağlayacaktı.
Kültür evi bina tadilatının tamamlanmasının ardından, Gölbaşı Kaymakamlığının uhdesinde Mayıs 2021’de güvenlik (kayıt ve alarm) sisteminin kurulması, ortadaki ayat odasına vitrinlerin yerleştirilmesi ve son oda olan gelin odasının beyaz mdf (bir nevi ahşap) ile kaplanması sonrasında kültür evinin düzenlemesine Haziran 2021’de gelin odasından başladık.
Kendilerine Ballıkpınar kızları diye hitap ettiğim, aralarında eşim Necla Kalkay’ın da olduğu çok değerli ablalarım ve kardeşlerim (Meryem Bebek, Mübeccel Baybörü, Gönül Şamilkızı, Neriman Ünal, Vedia Utku, Sebahat Kocabay, Elmas Baybörü, Asuman Eren, Ayla Altan, Songül İnal) hafızalarındaki gelin odasını topladığımız materyaller ile süslemeye başlamıştı. 25-30 cm çapındaki çember duvarlara bağlanan iplerden gerdirilerek Tavanın merkezine gelecek şekilde konumlandırıldıktan sonra kreplerle süslenen tavan gökkuşağı şeklinde ortaya çıkmıştı. Duvarlar da şerbentiler ve şevrelerle kaplandı. Sedir ve tabandaki oturma bölümlerine kaneviçe işlemeli minder ve dantel yastıklar yerleştirildi. Kırım Tatar kadın giysisi, seksen yıllık kına gecesi kıyafeti, yüz yıllık gelinlik yerini aldı. Tabii ki, dokuz parçadan oluşarak her gelinin çeyizinde bulunan toquz ile telli qoraz (horoz) ve telli şırak (çırak) da unutulmadı. Gelin odasının düzenlemesi tamamlandıktan sonra yüz yıl önce vatan Kırım’daki gelin odasını tasvir eden, Prof. Dr Hakan Kırımlı’nın bağışı olan, fotoğraf da odanın girişine asıldı. Gelin odası her Kırım Tatar gelininin hayali olup, gelin olduğu gün düzenlenerek çocuğu oluncaya kadar ya da 1 ila 1,5 yıl arasında bozulmadan muhafaza edilir ve gelen misafirler için sergilenirdi.
Gelin odasında sergileyemediğimiz el işlemelerinden bir kısmı ayatta bulunan vitrinlerde yerini aldı. İğne oyalı ve işlemeli maramalar, tülbentler, para keseleri, kına mendilleri, Kafkas ve el dokuması kemerler, kalpaklar, fesler, namazlıklar, tespihlikler, bebek battaniyeleri ve kundakları, patikler, yün çoraplar, urşuklar, mutfak takımları, bakır sahan ve tencereler, bakır siniler, banyo takımları gibi objelerle ayat odasını düzenledik. Ayatda Kırım Tatar halkının efsanevi lideri Mustafa Kırımoğlu’nun hediye ettiği kalpak da dikkat çeken objeler arasında yerini aldı.
Odaların düzenlemesi ile malzemelerin toplanmasında Kırım Derneği Ballıkpınar Şube Başkanı Erdinç Baybörü ile değerli eşi Aiye Çevik Baybörü’nün de çok değerli katkıları oldu. Yine odaların düzenlenmesinde Mürsel Altay’ın desteği her zaman yanımızda oldu.
Karşılama odasının düzenlemesi en sona kalmakla birlikte bütünün ortaya çıkması ve sunumun anlatımı açısından da önemliydi. Tarihimize, kültürümüze ve geleneklerimize yönelik bilgilendirme metinlerinin yer aldığı on adet pano ve köy hayatına yönelik elliye yakın fotoğraf ile karşılama odasını çalıştık. Eski zamanlara ait bu fotoğraflar da karşılama odasında farklı bir atmosfer yarattı. Karşılama odasındaki eğitim köşesinde köydeki ilkokul eğitiminin ilk yıllarından itibaren tutulan kayıtların yer aldığı talebe kütük defteri, camlı bir bölmede sergilenerek o yıllara ait fotoğraflar ile anlamları derinleştirildi. Fotoğrafların işlenmesi safhasında da Fethi Kurtiy Şahin, Gökhan Çavdar ve Murat Kutlubay’ın emekleri işimizi daha da kolaylaştırdı.
Bu kapsamda oluşturulan Kırım Tatar Kültür Evinin kurumsal bir yapı ile korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu konulara yönelik tedbirlerin alınması gibi hususlar da dikkate alınarak yapılacak işlemlerin Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (Kırım Vakfı) uhdesinde sürdürülmesi kararlaştırıldı.
Yaklaşık bir yılı aşkın süredir devam eden kollektif bir çalışma sonucu ortaya çıkan Kırım Tatar Kültür Evi için altı aylık süren çalışma ve müzakereler devamında üç aylık duyuru süresi, elli kişiden (50) topladığımız dört yüz altmış üç (463) materyalin iki aylık temin süresi, bir aylık düzenleme ve yerleştirme süresi ile eserimizi görünür bir hale getirdik. Gerek bir köyde ortaya çıkması gerekse gelin odası bölümüyle sergilenen ilk olması niteliklerini taşıyan kültür evinin Kırım Tatar kültürünün yaşatılmasında önemli bir fonksiyonu taşıyacağını düşünüyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren örnek köy statüsünü yıllarca sürdüren Ballıkpınar’ın bu özelliğini Kırım Tatar Kültürünün saklanmasında da devam ettireceğine inanıyoruz.
Balköy Projesinin kapanış toplantısının yapıldığı 18 Eylül 2021 tarihinden itibaren ziyarete açılan Kırım Tatar Kültür Evi’nin örnek teşkil ederek ışık olmasını arzu ediyor, vesile olanlara, emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz.
(*) Kırım Vakfı Başkanı – Kültür Evi Koordinatörü